Cumartesi Anneleri Mahkemelerle de Mücadele Ediyor

İnsan Hakları 27.02.2024 - 09:33, Güncelleme: 27.02.2024 - 09:33
 

Cumartesi Anneleri Mahkemelerle de Mücadele Ediyor

Cumartesi Anneleri'nin adalet mücadelesi devam ederken birçok kayıp yakını ve eylemlere destek verenler mahkemelere çıkarılarak yargılanıyor.
Fotoğraf: Hayri Tunç Aso Press - Türkiye'de 1980-1990 ve 2000'li yılların başlarında binlerce kişi failimeçhul cinayetlerde yaşamını yitirdi ya da gözaltında kayıp edildi. Cumartesi Anneleri yıllardır kayıpların ve failimeçhul cinayetler ile öldürülenlerin akıbetlerini meydanlarda soruyor. Mücadelelerini kesintisiz sürdürürken de yargı kıskacına alındılar.  İstanbul Galatasaray Meydanı’nda yıllardır kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 700’üncü haftasında eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hedef almasıyla polis saldırılarının hedefi oldu. Her hafta engellenen Cumartesi Anneleri/İnsanları 20 kişi hakkında, 950’inci hafta eylemleri nedeniyle 2911 sayılı “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”na muhalefet ettikleri iddiasıyla dava açıldı. Dava kapsamında 20 kişi, bugün İstanbul Adliyesi 39’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkıyor. Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre hakkında dava açılan 44 yıl önce gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren Yarıcı ve avukat Jiyan Tosun, Cumartesi Anneleri/İnsanlarına dönük baskılar ve yargı kıskacına dair değerlendirmelerde bulundu.   44 YILDIR MÜCADELE EDİYOR    Ağabeyi Hayrettin Eren’in 1980 yılında gözaltında kaybettirildiğini anımsatan İkbal Eren Yarıcı, o tarihten bu yana kayıp mücadelesi verdiğini anlattı. Ağabeyinin yaklaşık 44 yıl önce kaybettirildiğini ve 44 yılın son 28 yılını Cumartesi Anneleri ile birlikte hak ve adalet mücadelesiyle geçirdiğini dile getiren Eren, “Bu ülkede gözaltında kaybetme bir devlet politikası. Bizde bunu gündeme taşıdığımız için Galatasaray Meydanı bize yasaklandı. Ciddi bir polis şiddetiyle karşılaşarak, bu yasağa maruz kaldık. 700’üncü haftadan sonra da Galatasaray Meydanı’na çıkamadık. Açıklamalarımızı İHD önünde yaptık veya sanal medya üzerinden yaptık. Koşullar nasıl gerektiriyorsa, öyle yapmaya çalıştık” diye belirtti.   ANAYASA MAHKEMESİ KARARI    Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan başvurular sonucunda ihlal kararı verildiğini belirten Eren, “Bu karar hem Beyoğlu Kaymakamlığı’na hem emniyete iletildiği halde bizim meydana çıkmamız hep yasaklandı. Biz AYM’nin bu kararının verdiği güvenceyle 941’inci haftamızda tekrar Galatasaray Meydanı’na çıkmaya başladık ve ne yazık ki yine gözaltına alındık. Kimimiz kelepçelendi, kimimiz darp edildi. 30 hafta boyunca Cumartesi Anneleri vazgeçmedi ama onlar da vazgeçmedi. Daha sonra İçişleri Bakanlığı’nın bizi fark etmesiyle şaşırtıcı bir şekilde ‘Cumartesi Anneleri’nin mağduriyetini giderereceğiz’ şeklinde bir açıklaması oldu. Bu açıklamanın ardından İstanbul Valiliği bizimle görüşmek istedi. Bir hafta süren görüşmeler sonucunda 10 kişiyle sınırlandırılmış ve 5 dakikalık açıklamaya izin çıktı. Ancak sadece bariyerlerin önünde açıklamaya izin çıktı” diyerek tepki gösterdi.   ‘BİZİ MAĞDUR EDENLER YARGILANMALI’   Eren, 950’nci hafta nedeniyle açılan davaya değinerek, “Hukukun olmadığını biz zaten kayıplarımızdan ötürü yıllardır biliyoruz ama gerek 700’üncü haftada Cumartesi Anneleri’nin yargılanması, gerekse 27 Şubat’ta çıkacağımız mahkeme gerçekten trajikomik. Çünkü AYM bizim hak ihlaline uğradığımıza dair bir karar verdi. İçişleri Bakanı bizim mağduriyetimizi gidermek istediyse, o zaman bizim mağdur olduğumuzu gördü. O zaman orada yargılanması gereken biz değil, bizi mağdur edenler olmalı” diye belirtti.   ‘DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERİLİYOR’   28 yıldır bir çağrı yaptığını belirten Eren, “Burada bir demokrasi mücadelesi veriliyor. Biz sadece kayıplarımızın bulunmasının değil, bu ülkede hak ve adalet mücadelesi veriyoruz. Herkes için yapıyoruz bunu, o nedenle her Cumartesi nasıl çağrı yapıyorsak, 27 Şubat’ta Çağlayan’da yargılanacağımız dava için de herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum” diye konuştu.   GALATASARAY MEYDANI’NDA ABLUKA    Avukat Jiyan Kaya ise 700’ünü hafta yapılan yasaklamanın siyasi bir karar olduğunu vurgulayarak, “Dönemin İçişleri Bakanı‘nın yaptığı açıklamayla 700’üncü haftaya sert bir müdahale oldu ve bu tarihten itibaren Cumartesi Anneleri’nin etkinlikleri yapılamadı, alternatif şekilde yapıldı. Ve Galatasaray Meydanı adeta abluka altında alındı. Bu abluka süresiz bir şekilde devam ediyor” ifadelerini kullandı.   30 HAFTA BOYUNCA KÖTÜ MUAMELE   700’üncü hafta yapılan müdahalenin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşındığını ifade eden Kaya, “AYM buranın Cumartesi Aileleri’ne açılması gerektiğine, gösteri ve toplantı hakkının engellendiğine karar verdi. Cumartesi Aileleri 941’inci hafta buluşmasında tekrar Galatasaray Meydanı’na çıkmaya başladı ve 30 hafta boyunca kötü muameleyle gözaltına alındı. Bu 30 hafta için her hafta ayrı ayrı suç duyurusunda bulunduk ve suç duyuruları sonuçsuz bırakıldı. Ancak 950’nci haftaya katılmaları sebebiyle haklarında 2911 sayılı kanuna muhalefetten dava açıldı” şeklinde anlattı.   ‘CEZASIZLIK POLİTİKASI SÜRDÜRÜLÜYOR’   Cumartesi Annelerinin haklı taleplerinin görmezden gelindiğini dile getiren Kaya, şunları söyledi: “Dosyalar raflarda bekletildi ve zaman aşımı dolduğu gerekçesiyle dosyalar kapatılmaya başlandı. Bu konuda bir cezasızlık politikası sürmekte. Aynı zamanda Cumartesi Anneleri’nin yaptığı şikayetlerin de sonuçsuz bırakılması, bu cezasızlık politikalarının devam ettiğini gün yüzüne çıkarmaktadır."
Cumartesi Anneleri'nin adalet mücadelesi devam ederken birçok kayıp yakını ve eylemlere destek verenler mahkemelere çıkarılarak yargılanıyor.

Fotoğraf: Hayri Tunç

Aso Press -
Türkiye'de 1980-1990 ve 2000'li yılların başlarında binlerce kişi failimeçhul cinayetlerde yaşamını yitirdi ya da gözaltında kayıp edildi. Cumartesi Anneleri yıllardır kayıpların ve failimeçhul cinayetler ile öldürülenlerin akıbetlerini meydanlarda soruyor. Mücadelelerini kesintisiz sürdürürken de yargı kıskacına alındılar. 


İstanbul Galatasaray Meydanı’nda yıllardır kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 700’üncü haftasında eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hedef almasıyla polis saldırılarının hedefi oldu. Her hafta engellenen Cumartesi Anneleri/İnsanları 20 kişi hakkında, 950’inci hafta eylemleri nedeniyle 2911 sayılı “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”na muhalefet ettikleri iddiasıyla dava açıldı. Dava kapsamında 20 kişi, bugün İstanbul Adliyesi 39’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkıyor. Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre hakkında dava açılan 44 yıl önce gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren Yarıcı ve avukat Jiyan Tosun, Cumartesi Anneleri/İnsanlarına dönük baskılar ve yargı kıskacına dair değerlendirmelerde bulundu.
 
44 YILDIR MÜCADELE EDİYOR 
 
Ağabeyi Hayrettin Eren’in 1980 yılında gözaltında kaybettirildiğini anımsatan İkbal Eren Yarıcı, o tarihten bu yana kayıp mücadelesi verdiğini anlattı. Ağabeyinin yaklaşık 44 yıl önce kaybettirildiğini ve 44 yılın son 28 yılını Cumartesi Anneleri ile birlikte hak ve adalet mücadelesiyle geçirdiğini dile getiren Eren, “Bu ülkede gözaltında kaybetme bir devlet politikası. Bizde bunu gündeme taşıdığımız için Galatasaray Meydanı bize yasaklandı. Ciddi bir polis şiddetiyle karşılaşarak, bu yasağa maruz kaldık. 700’üncü haftadan sonra da Galatasaray Meydanı’na çıkamadık. Açıklamalarımızı İHD önünde yaptık veya sanal medya üzerinden yaptık. Koşullar nasıl gerektiriyorsa, öyle yapmaya çalıştık” diye belirtti.
 
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI 
 
Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan başvurular sonucunda ihlal kararı verildiğini belirten Eren, “Bu karar hem Beyoğlu Kaymakamlığı’na hem emniyete iletildiği halde bizim meydana çıkmamız hep yasaklandı. Biz AYM’nin bu kararının verdiği güvenceyle 941’inci haftamızda tekrar Galatasaray Meydanı’na çıkmaya başladık ve ne yazık ki yine gözaltına alındık. Kimimiz kelepçelendi, kimimiz darp edildi. 30 hafta boyunca Cumartesi Anneleri vazgeçmedi ama onlar da vazgeçmedi. Daha sonra İçişleri Bakanlığı’nın bizi fark etmesiyle şaşırtıcı bir şekilde ‘ Cumartesi Anneleri’nin mağduriyetini giderereceğiz’ şeklinde bir açıklaması oldu. Bu açıklamanın ardından İstanbul Valiliği bizimle görüşmek istedi. Bir hafta süren görüşmeler sonucunda 10 kişiyle sınırlandırılmış ve 5 dakikalık açıklamaya izin çıktı. Ancak sadece bariyerlerin önünde açıklamaya izin çıktı” diyerek tepki gösterdi.
 
‘BİZİ MAĞDUR EDENLER YARGILANMALI’
 
Eren, 950’nci hafta nedeniyle açılan davaya değinerek, “Hukukun olmadığını biz zaten kayıplarımızdan ötürü yıllardır biliyoruz ama gerek 700’üncü haftada Cumartesi Anneleri’nin yargılanması, gerekse 27 Şubat’ta çıkacağımız mahkeme gerçekten trajikomik. Çünkü AYM bizim hak ihlaline uğradığımıza dair bir karar verdi. İçişleri Bakanı bizim mağduriyetimizi gidermek istediyse, o zaman bizim mağdur olduğumuzu gördü. O zaman orada yargılanması gereken biz değil, bizi mağdur edenler olmalı” diye belirtti.
 
‘DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERİLİYOR’
 
28 yıldır bir çağrı yaptığını belirten Eren, “Burada bir demokrasi mücadelesi veriliyor. Biz sadece kayıplarımızın bulunmasının değil, bu ülkede hak ve adalet mücadelesi veriyoruz. Herkes için yapıyoruz bunu, o nedenle her Cumartesi nasıl çağrı yapıyorsak, 27 Şubat’ta Çağlayan’da yargılanacağımız dava için de herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum” diye konuştu.
 
GALATASARAY MEYDANI’NDA ABLUKA 
 
Avukat Jiyan Kaya ise 700’ünü hafta yapılan yasaklamanın siyasi bir karar olduğunu vurgulayarak, “Dönemin İçişleri Bakanı‘nın yaptığı açıklamayla 700’üncü haftaya sert bir müdahale oldu ve bu tarihten itibaren Cumartesi Anneleri’nin etkinlikleri yapılamadı, alternatif şekilde yapıldı. Ve Galatasaray Meydanı adeta abluka altında alındı. Bu abluka süresiz bir şekilde devam ediyor” ifadelerini kullandı.
 
30 HAFTA BOYUNCA KÖTÜ MUAMELE
 
700’üncü hafta yapılan müdahalenin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşındığını ifade eden Kaya, “AYM buranın Cumartesi Aileleri’ne açılması gerektiğine, gösteri ve toplantı hakkının engellendiğine karar verdi. Cumartesi Aileleri 941’inci hafta buluşmasında tekrar Galatasaray Meydanı’na çıkmaya başladı ve 30 hafta boyunca kötü muameleyle gözaltına alındı. Bu 30 hafta için her hafta ayrı ayrı suç duyurusunda bulunduk ve suç duyuruları sonuçsuz bırakıldı. Ancak 950’nci haftaya katılmaları sebebiyle haklarında 2911 sayılı kanuna muhalefetten dava açıldı” şeklinde anlattı.
 
‘CEZASIZLIK POLİTİKASI SÜRDÜRÜLÜYOR’
 
Cumartesi Annelerinin haklı taleplerinin görmezden gelindiğini dile getiren Kaya, şunları söyledi: “Dosyalar raflarda bekletildi ve zaman aşımı dolduğu gerekçesiyle dosyalar kapatılmaya başlandı. Bu konuda bir cezasızlık politikası sürmekte. Aynı zamanda Cumartesi Anneleri’nin yaptığı şikayetlerin de sonuçsuz bırakılması, bu cezasızlık politikalarının devam ettiğini gün yüzüne çıkarmaktadır."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve asopress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.