'El Fetih’e niye gittim?' Yusuf Aslan

Gündem 06.05.2024 - 17:35, Güncelleme: 06.05.2024 - 18:15
 

'El Fetih’e niye gittim?' Yusuf Aslan

Üç Fidan’lardan Yusuf Aslan 1970 nisanında Filistin dönüşünde Ant Dergisine yolculuğunu anlattığı bir yazı yayınladı. Ölümünün 52’inci yılında Üç Fidan’ın anısına bu yazıyı Asopress okurlarıyla paylaşıyoruz.
Fotoğraf: Yusuf Aslan   Asopress - Asopress - İsrail'in Gazze Şeridindeki, Filistinlilere yönelik savaş bütün dehşetiyle devam ediyor. Türkiyeli devrimciler yaklaşık 54 yıl önce özgürlük mücadelesine destek amacıyla Filistin'e gitti. Bunlardan biri de bugün ölümünün 52'inci yıldönümünde anılan üç fidandan biri olan Yusuf Aslan. Aslan Filistin dönüşünde Ant Dergisinde Filistin yolcuğunu anlattı.  İşte o yazı: "Bugün Ortadoğu’da Amerikan emperyalizminin ileri karakolu olan İsrail’e karşı Arap halkları anti-emperyalist bir savaş yürütmektedir. Bu savaş, Asya’da, Afrika’da, Latin Amerika’da ve bütün dünyada emperyalizmin baskısı altında ezilen halkların yürüttüğü devrimci kavganın bir parçasıdır. Emperyalizme karşı yürütülen savaş, bütün dünya halklarının ortak savaşıdır. Vietnam’da, Orta Doğu’da, Latin Amerika’da emperyalizme karşı sıkılan her kurşun, aynı zamanda Türkiye Halkının kurtuluşu için sıkılmaktadır. Günümüz koşullarında, özellikle emperyalizmin bir sıcak savaş bölgesi haline getirdiği Orta Doğu’da da bütün halkların, Türkiye, İran, Arap, Kıbrıs, Kürt halklarının bir anti-emperyalist cephe kurmaları, Ortadoğu Devrimci Çemberi’ni oluşturmaları, emperyalizme karşı kahredici darbenin indirilmesinin başlıca şartlarından biridir. Bu yüzden Orta Doğu’da senelerden beri verilmekte olan devrimci kavganın pratiğinden geçmek ve ezilen Arap halklarının kurtuluş mücadelesine bir nefer olarak katkıda bulunmak için El Fetih’e gittim. El Fetih, Orta Doğu’da halk savaşını yürüten örgütlerin en güçlülerinden biridir. Bu örgüt, emperyalizme karşı verilen savaşta Arap halklarını silahlı mücadele içinde örgütleyip eğiten, Marksist-Leninist devrimcilerin yönetim organlarında bulunduğu birleşik cephe örgütüdür. Örgüt işçi-köylünün büyük ölçüde ittifakını gerçekleştirmiş, küçük burjuvazinin bütün kesimlerinin sıcak savaş içinde desteğini sağlamıştır. Ayrıca, Orta Doğu’daki diğer devrimci örgütlerle birlikte gerici Arap rejimlerini de Filistin halkının silahlı gücü karşısında, görünüşte de olsa, hareketi desteklemek zorunda bırakmıştır. El Fetih’te, diğer ülkelerden gelen ve Orta Doğu’daki halk savaşını emperyalizme karşı verilen savaşın bir parçası olarak gören, orada emperyalizme karşı sıkılan her kurşunun kendi halkının kurtuluşu için sıkıldığını bilen, devrimciler eğitim görür. 13 yaşındaki çocuğundan 80 yaşındaki ihtiyarına kadar halk savaşçılarıyla birlikte omuz omuza savaşa girer. Ve devrimciler, bu halk savaşında 13 yaşındaki devrimcinin, ezilen halkların kurtuluşu için mücadele ettiğinin bilincinde olduğunu görür. Halk savaşının kudretini ve emperyalistlerin halk savaşından korkmakta ne kadar haklı olduğunu görür. Halkın silahlı mücadele içinde nasıl örgütlendiğini, bilinçlendiğini ve emperyalizme karşı nasıl başarıyla savaştığını görür. Bir daha inanır ki, emperyalizmin barbarlıkları, üstün silahlı gücü karşısında dünya halklarının kararlı mücadeleleri sürecek ve mutlaka kalıcı zaferlerle neticelenecektir. Emperyalizme karşı dövüşmek suç değildir! Türkiye’de sırtını emperyalizme dayamış işbirlikçi iktidar, Arap halklarının kurtuluş mücadelesine saygı duyan Türkiye halklarına şirin gözükmek için Kahire’ye parlamento heyetleri yollarken Arap halklarının haklı mücadelesine bilfiil katılan Türkiyeli devrimcilere türlü işkenceler ve tertipler yapmaktadır. Arap halklarıyla birlikte emperyalizme karşı savaşmanın suçmuş gibi göstermek için yapılan tertipleri ve devrimcilere yapılan işkenceleri açıklamak isterim. Memleketime döndüğümden bir buçuk ay sonra izinsiz yurt dışına çıktığım gerekçesiyle Kargamış istasyonunda, 1 Şubat’ta yakalandım. Önce jandarma karakolunda, sonra Gaziantep Emniyeti’nde olmak üzere, dört gün sabahlara kadar işkence altında sorgum yapıldı. İşkencelerin en hafifi, saatlerce süren falaka, gözlere ışık tutmak, saç yolmak idi… Hakim sınıflar artık şunu anlamalıdır ki ne tür işkenceler yapılırsa, ne tür tertipler hazırlanırsa hazırlansın, devrimciler yılmayacak ve haklı kavgalarını sonuna dek sürdürecektir. Türkiye’deki devrimcileri ve devrimci kavgayı Türkiye halklarının gözlerinden düşürmek için yapılan son tertiplerden biri de Diyarbakır Olayı’dır. Memleketlerine dönen devrimciler, bir bir Diyarbakır Tıp Fakültesi’ne sabotaj yapacakları gerekçesiyle tutuklanıyorlar. Maksat açıktır: devrimcileri maceracı, anarşist olarak tanıtmak ve Doğu’da zorlukla kurulan Tıp Fakültesi’ne sabotaj yapılacağı söylentisiyle Doğu halkını Arap halklarının haklı mücadelesine karşı kuşkuya düşürmek, Kürt ve Türk halklarının kardeşliğine nifak sokmaktır. Bu oyunun düzenleyicileri hakim çevreler tarafından açıklıkla bilinmelidir ki: Savaşımız, çağımızın yüzkarası emperyalizme ve onun işbirlikçilerine karşıdır; ezilen dünya halklarının direnişinin bir parçasıdır ve emperyalizm Ortadoğu’dan kovulana, dünyadan yok olana kadar sürecektir." Asopress - Ant, Nisan 1970  
Üç Fidan’lardan Yusuf Aslan 1970 nisanında Filistin dönüşünde Ant Dergisine yolculuğunu anlattığı bir yazı yayınladı. Ölümünün 52’inci yılında Üç Fidan’ın anısına bu yazıyı Asopress okurlarıyla paylaşıyoruz.

Fotoğraf: Yusuf Aslan

 

Asopress - Asopress - İsrail'in Gazze Şeridindeki, Filistinlilere yönelik savaş bütün dehşetiyle devam ediyor. Türkiyeli devrimciler yaklaşık 54 yıl önce özgürlük mücadelesine destek amacıyla Filistin'e gitti. Bunlardan biri de bugün ölümünün 52'inci yıldönümünde anılan üç fidandan biri olan Yusuf Aslan. Aslan Filistin dönüşünde Ant Dergisinde Filistin yolcuğunu anlattı.  İşte o yazı:

"Bugün Ortadoğu’da Amerikan emperyalizminin ileri karakolu olan İsrail’e karşı Arap halkları anti-emperyalist bir savaş yürütmektedir. Bu savaş, Asya’da, Afrika’da, Latin Amerika’da ve bütün dünyada emperyalizmin baskısı altında ezilen halkların yürüttüğü devrimci kavganın bir parçasıdır.

Emperyalizme karşı yürütülen savaş, bütün dünya halklarının ortak savaşıdır. Vietnam’da, Orta Doğu’da, Latin Amerika’da emperyalizme karşı sıkılan her kurşun, aynı zamanda Türkiye Halkının kurtuluşu için sıkılmaktadır.

Günümüz koşullarında, özellikle emperyalizmin bir sıcak savaş bölgesi haline getirdiği Orta Doğu’da da bütün halkların, Türkiye, İran, Arap, Kıbrıs, Kürt halklarının bir anti-emperyalist cephe kurmaları, Ortadoğu Devrimci Çemberi’ni oluşturmaları, emperyalizme karşı kahredici darbenin indirilmesinin başlıca şartlarından biridir.

Bu yüzden Orta Doğu’da senelerden beri verilmekte olan devrimci kavganın pratiğinden geçmek ve ezilen Arap halklarının kurtuluş mücadelesine bir nefer olarak katkıda bulunmak için El Fetih’e gittim.

El Fetih, Orta Doğu’da halk savaşını yürüten örgütlerin en güçlülerinden biridir. Bu örgüt, emperyalizme karşı verilen savaşta Arap halklarını silahlı mücadele içinde örgütleyip eğiten, Marksist-Leninist devrimcilerin yönetim organlarında bulunduğu birleşik cephe örgütüdür. Örgüt işçi-köylünün büyük ölçüde ittifakını gerçekleştirmiş, küçük burjuvazinin bütün kesimlerinin sıcak savaş içinde desteğini sağlamıştır. Ayrıca, Orta Doğu’daki diğer devrimci örgütlerle birlikte gerici Arap rejimlerini de Filistin halkının silahlı gücü karşısında, görünüşte de olsa, hareketi desteklemek zorunda bırakmıştır.

El Fetih’te, diğer ülkelerden gelen ve Orta Doğu’daki halk savaşını emperyalizme karşı verilen savaşın bir parçası olarak gören, orada emperyalizme karşı sıkılan her kurşunun kendi halkının kurtuluşu için sıkıldığını bilen, devrimciler eğitim görür. 13 yaşındaki çocuğundan 80 yaşındaki ihtiyarına kadar halk savaşçılarıyla birlikte omuz omuza savaşa girer. Ve devrimciler, bu halk savaşında 13 yaşındaki devrimcinin, ezilen halkların kurtuluşu için mücadele ettiğinin bilincinde olduğunu görür. Halk savaşının kudretini ve emperyalistlerin halk savaşından korkmakta ne kadar haklı olduğunu görür. Halkın silahlı mücadele içinde nasıl örgütlendiğini, bilinçlendiğini ve emperyalizme karşı nasıl başarıyla savaştığını görür. Bir daha inanır ki, emperyalizmin barbarlıkları, üstün silahlı gücü karşısında dünya halklarının kararlı mücadeleleri sürecek ve mutlaka kalıcı zaferlerle neticelenecektir.

Emperyalizme karşı dövüşmek suç değildir!

Türkiye’de sırtını emperyalizme dayamış işbirlikçi iktidar, Arap halklarının kurtuluş mücadelesine saygı duyan Türkiye halklarına şirin gözükmek için Kahire’ye parlamento heyetleri yollarken Arap halklarının haklı mücadelesine bilfiil katılan Türkiyeli devrimcilere türlü işkenceler ve tertipler yapmaktadır. Arap halklarıyla birlikte emperyalizme karşı savaşmanın suçmuş gibi göstermek için yapılan tertipleri ve devrimcilere yapılan işkenceleri açıklamak isterim.

Memleketime döndüğümden bir buçuk ay sonra izinsiz yurt dışına çıktığım gerekçesiyle Kargamış istasyonunda, 1 Şubat’ta yakalandım. Önce jandarma karakolunda, sonra Gaziantep Emniyeti’nde olmak üzere, dört gün sabahlara kadar işkence altında sorgum yapıldı. İşkencelerin en hafifi, saatlerce süren falaka, gözlere ışık tutmak, saç yolmak idi…

Hakim sınıflar artık şunu anlamalıdır ki ne tür işkenceler yapılırsa, ne tür tertipler hazırlanırsa hazırlansın, devrimciler yılmayacak ve haklı kavgalarını sonuna dek sürdürecektir. Türkiye’deki devrimcileri ve devrimci kavgayı Türkiye halklarının gözlerinden düşürmek için yapılan son tertiplerden biri de Diyarbakır Olayı’dır. Memleketlerine dönen devrimciler, bir bir Diyarbakır Tıp Fakültesi’ne sabotaj yapacakları gerekçesiyle tutuklanıyorlar. Maksat açıktır: devrimcileri maceracı, anarşist olarak tanıtmak ve Doğu’da zorlukla kurulan Tıp Fakültesi’ne sabotaj yapılacağı söylentisiyle Doğu halkını Arap halklarının haklı mücadelesine karşı kuşkuya düşürmek, Kürt ve Türk halklarının kardeşliğine nifak sokmaktır.

Bu oyunun düzenleyicileri hakim çevreler tarafından açıklıkla bilinmelidir ki:

Savaşımız, çağımızın yüzkarası emperyalizme ve onun işbirlikçilerine karşıdır; ezilen dünya halklarının direnişinin bir parçasıdır ve emperyalizm Ortadoğu’dan kovulana, dünyadan yok olana kadar sürecektir."

Asopress - Ant, Nisan 1970

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve asopress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.