Fotoğraf: Erdoğan sosyal medya hesabı   Asopress - AK Parti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, İsrail'in Gazze'yi yakıp yıktıktan sonra şimdi de gözünü Lübnan'a diktiğini belirtti. Erdoğan, Batılı güçlerin İsrail'i desteklediğini ve Netanyahu gibi bir figürün arkasında durmalarının vahim olduğunu ifade etti. Netanyahu'nun bölgeye yayılma planlarının büyük bir felakete yol açacağı uyarısında bulundu ve İslam aleminin ve Orta Doğu ülkelerinin tepki göstermesi gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin kardeş Lübnan halkı ve devletinin yanında olduğunu belirterek bölgedeki diğer ülkeleri de Lübnan'a destek olmaya davet etti. Erdoğan, siyasette yumuşama ve normalleşme çabasının aslında muhalefeti normalleştirme anlamına geldiğini söyledi. CHP Genel Başkanı'nın siyaseti gerilime sürüklemeye çalıştığını savundu ve ülkenin çıkarları için yapıcı davranmaya devam edeceklerini ifade etti. Erdoğan, "İktidar partisi ile ana muhalefet partisi arasında ittifak olmaz. Muhalefetten devleti ve milleti önceleyen politikalara yaklaşmasını bekliyoruz" dedi. Ayrıca Cumhur İttifakı'nın birliğine yapılan saldırıları kınayan Erdoğan, 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı gösterilen birlik ve beraberliğin hala güçlü olduğuna da dikkat çekti.  Mardin ile Diyarbakır'daki yangınlara ilişkin Erdoğan "Diyarbakır ve Mardin'deki anız yangınının ilk anından itibaren devletimiz ilgili tüm kurumları seferber olmuştur. Diğer tarafta bir avuç kefen hırsızı ahlaksızca selden kütük kapma yarışına giriyor. 15 insanımızı kaybettiğimiz bir felaket üzerinde tepinenleri milletimizin vicdanını havale ediyoruz. Siyasi bir fırsatçılık ile karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı. CHP ile yapılan görüşmelere ilişkin Erdoğan konuşmasının ilgili bölümü şu şekilde: AK Parti kuruluşundan bu yana kutuplaşmanın yanında olmadı, asla ve asla gerilim siyaseti gütmedi, hizmetlerinde ayrım yapmadı. Nice darbe ve vesayet girişimi yaşadık. Ana muhalefet partisi bırakın bizim yanımızda durmayı, siyasetin, demokrasinin yanında bile yer almadı. Ana muhalefetin AK Parti'ye yönelik her saldırının yanında durduğunu görürsünüz. FETÖ'cü hainlerden Gezici vandallara kadar hepsine siyasi himaye sağladıklarını görürsünüz. Siyasi çıkarları uğruna toplumun fay hatlarıyla oynamaktan çekinmediklerini görürsünüz. Burada bir hususu üzerine basa basa ifade etmek istiyorum, bizim siyasette 'yumuşuma' çabamız aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır. Dilini söylemini düzeltecek olan muhalefettir. Normalleşmesi gereken muhalefettir. İktidar partisi ile ana muhalefet partisi arasında ittifak olmaz. Muhalefetten kucaklaştırıcı siyasete, devleti ve milleti önceleyen politikalara yaklaşmasını bekliyoruz. Muhalefetin çabalarımıza nasıl karşılık verdiğini hepiniz görüyorsunuz. Biz ülkemizin, milletimizin çıkarları için yapıcı davranmaya çalışırken, CHP Genel Başkanının siyaseti ne kadar gerilime sürüklemeye çalıştığını görüyorsunuz. Haber Merkezi