Vezüv yanardağının küllerinde bulunan parşömende Platon'un son saatleri anlatılıyor

Fotoğraf: Raffaello Sanzio / Atina Okulu freski

 

Asopress - MS 79 yılında Vezüv Yanardağı'nın patlamasının ardından volkanik kül tabakalarının altına gömülen bir papirüs parşömeninden deşifre edilen pasajlar, batı felsefesi tarihinin kilit isimlerinden Platon'un son saatlerine ışık tutuyor olabilir.

Antik parşömenin, Yunan filozofun son akşamını nasıl geçirdiğini ve Trakyalı köle bir kız tarafından flüt ile çalınan müziği nasıl dinlediğini anlatan, daha önce bilinmeyen bir anlatı içerdiği tespit edildi.

Anlatıya göre, Sokrates'in öğrencisi ve Aristoteles'in akıl hocası olarak bilinen ve M.Ö. 348 civarında Atina'da ölen Platon, hastalıkla mücadele etmesine ve ölüm döşeğinde olmasına rağmen, müzisyeni ritim eksikliği nedeniyle eleştirecek kadar akıl sağlığını korumaktaydı.

Şifresi çözülen metinde ayrıca Platon'un mezarının, kendisinin kurduğu ve dünyanın ilk üniversitesi olan Atina Akademisi'nin Mouseion'a bitişik bahçesinde olduğu belirtiliyor. Daha önce sadece genel anlamda akademi içinde gömülü olduğu biliniyordu.

Karbonize parşömenin ortaya çıkarılmasından sorumlu ekibin başında bulunan Pisa Üniversitesi'nden Prof Graziano Ranocchia, yaptığı sunumda, bu keşfi “antik tarih anlayışımızı zenginleştiren olağanüstü bir buluş” olarak nitelendirdi.

Ranocchia, “En gelişmiş görüntüleme tanı teknikleri sayesinde, daha önce erişilemez görünen metinlerin yeni bölümlerini nihayet okuyabiliyor ve deşifre edebiliyoruz” dedi.

Metin ayrıca Platon'un Aegina adasında, muhtemelen Spartalıların adayı fethettiği MÖ 404 gibi erken bir tarihte ya da alternatif olarak Sokrates'in ölümünden kısa bir süre sonra MÖ 399'da esir olarak satıldığını ortaya koymaktadır.

Ranocchia, “Şimdiye kadar Platon'un M.Ö. 387 yılında Sicilya'da Siraküzalı Dionysius I'in sarayında bulunduğu sırada köle olarak satıldığına inanılıyordu” dedi. Platon daha sonra Anniceris tarafından özgürleştirilip Atina'ya geri gönderilmiştir

Herculaneum'da lüks bir villada muhafaza edilen ve 1750 yılında keşfedilen parşömenin Julius Caesar'ın kayınpederine ait olduğuna inanılıyor.

Akademisyenler Papirüs Villası olarak bilinen bu villada bulunan parşömenleri yıllardır deşifre etmeye çalışıyor.

 

Asopress – The Guardian