Özel'den Erdoğan'ın sözlerine yanıt: Yarın karar alalım iki ay sonra hemen seçim olsun

Fotoğraf: CHP Fotoğraf Servisi

Asopress - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın kızı, eski Adalet Partisi Milletvekili Nilüfer Gürsoy için düzenlenen cenaze töreninin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayarak erken seçim tartışmalarına değindi. AK Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kabine toplantısı sonrası "erken seçim" tartışmalarına ilişkin "Önümüzde seçimsiz bir dönem vardır" yanıtı vermişti. Öte yandan Erdoğan değerlendirmelerinde CHP ve muhalefete yüklenmiş ve eleştirilerde bulunmuştu. Erdoğan'ın sözlerine yanıt veren Özel, "Bizce yarın karar alalım iki ay sonra hemen seçim olsun. Ama kendisinin yaptığı teknik değerlendirme ne kadar isabetliyse yaptığı siyasi değerlendirme de o kadar isabetsizdir" dedi. 


Özel'in konuşmasında satır başları şu şekilde: 


Erken seçimle ilgili Sayın Cumhurbaşkanı'nın yaptığı teknik değerlendirme doğrudur. Çünkü erken seçim diye bir şey söz konusu değil. Seçimlerin yenilenmesi ya kendi kararıyla olur o durumda bir daha aday olamıyor ya da mecliste 360 milletvekilinin kararıyla olur. O durumda geçen sefer YSK'nın verdiği kararla bu dönemi ikinci dönem kabul edildiği için son bir kez aday olabiliyor. Bu yüzden Meclis'in bir karar alması 360 milletvekili ile karar alması durumunda seçimler yenilenebilir. Bu ne zaman olsun derseniz, bizce yarın karar alalım iki ay sonra hemen seçim olsun. Ama kendisinin yaptığı teknik değerlendirme ne kadar isabetliyse yaptığı siyasi değerlendirme de o kadar isabetsizdir. Diyor ki 'dört yıl seçim yok. Herkes hesabını buna göre yapsın.' Seçim yok diye asgari ücrete zam yok. Seçim yok diye en düşük emekli maaşı 10 bin lira. Geçen sene asgari ücrete üç ayda bir zam yapmayı konuşanlar şimdi bu maaşlar altı ay daha geçinsinler diyor. Bugünkü 17 bin lira ocaktaki 13 bin liraya denk geliyor. Ve altı ay daha zam vermeyelim diyor. Ve bu durumda 'herkes hesabını buna göre yapsın.' Hadi 17 bin lira sen al bakalım, hesabını buna göre yap. Böyle bir hesap olmaz. AK Partili olsun MHP'li olsun bütün seçmenler, bütün emekliler, bütün asgari ücretliler, bütün çiftçiler ve bütün esnaflar perişan durumda. Nasıl yapacağız hesabımızı buna göre? Seçim seviyesi parayı bol bol dağıtıp seçim ekonomisi uygulayıp sonra dört sene milleti ızdırap çektirmenin acı reçete içirmenin nasıl savunulabilir bir tarafı var?


"Biz hesabımızı, kitabımızı millete göre yapıyoruz"

Biz hesabımızı, kitabımızı millete göre yapıyoruz. Biz Kocaeli Gebze'ye gidiyoruz. Yüz bin işçi geliyor oraya yüz bin kişi geliyor oraya. Ve biz orada diyoruz ki geçinebiliyor musunuz? Hep bir ağızdan geçinemiyoruz diyorlar. Zam istiyor musunuz? İstiyoruz diyorlar. Eğer sen asgari ücrete zammı vermezsen geçim olmazsa seçim olur diyoruz. Ben demiyorum meydanlar seçim seçim diye bağırıyorlar. Erken seçim gündemini konuşana kadar meydandaki işçiler, emekliler erken seçim diye bağırıyorlar, rahatlamıyorlar. Çünkü seçim yok diye siz onları geçinemez bir halde bıraktınız. Meselenin özü budur. Ben kendisiyle yaptığım görüşmede de bu dört ana başlığı da söyledim. Çarelerini de söyledim. Bunun dışında ülkede demokrasi yönünde atılması gereken adımları da söyledim. O adımlar atılacak olursa ve milletin sıkıntılarına bir nebze olsun çare olabilecek adımlar atılırsa ben söyledim 31 Mart seçim sonuçlarını gerekçe yapıp ben birinci partiyim hadi seçim demeyeceğim ama millet isterse ne yapalım? Sen zam yapmadığın, emekli, ürününü değerinde almadığın çay üreticisi buğday üreticisi isyan ediyorsa seçim istiyorsa bunda bizim ne günahımız var? Tek günah sizin. Yaymak isterim. Sizin gibi sorumluyu Mehmet Şimşek göstermek isterim. Ama vallahi ben de sizin yalancınızım. Her şeyin sorumlusu sensen o zaman birazcık bu konularda vatandaşın sesini duyman lazım. Sizin memleketten bağırdılar. Rize'den bağırdılar geçinemiyoruz diye. Türkiye'nin dört bir yanı yoksulluktan perişan olmuşken bu kadar duyarsızlık olunmaz. Biz hesabımızı, kitabımızı millet neye göre yapıyorsa ona göre yapacağız. Kimse kusura bakmasın.

"Sinan Ateş suni gündemse, yoksulluk, işsizlik, suni gündemse nedir senin gündemin?"

Onun dışında seçimle ilgili başka başka gündemlerden bahsediyor da vallahi bugün ülkenin gündeminde konuşulan mesele CHP olsa sen haklısın. Ama bugün her yerde yoksulluk, işsizlik, açlık ve verdiğin sözleri tutmaman konuşuluyorsa senin gündemi karıştırmaya çalışman başka bir şey. Biriniz yoksulluk konuşmasını istiyorsunuz öbürünüz de Sinan Ateş. Pazartesi günü oradaydık. Yarın yine orada olacağız. Takip edeceğiz yakından. Biraz önce Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu salona uğurladık. Biz bütün CHP MYK'dan en az iki kişiyle takip ediyoruz, 10 tane milletvekiliyle. Ama siz duymuyorsunuz o çığlığı. Başkent'in ortasında bir Ülkü Ocaklarının önceki genel başkanının cenazesi siyaseten duruyor. Ortağın elle dedi diye ellemiyorsun. Oraya adalet götürmüyorsun. Sonra da muhalefetin gündemi suni gündem yaratmakta. Sinan Ateş suni gündemse, yoksulluk, işsizlik, suni gündemse nedir senin gündemin? Bana bir onu söyle. Söyle senin gündemini konuşalım. Biz vatandaşın milletin, halkın gündemini konuşmaya devam edeceğiz. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar. Üslubumuzu bozmayız. Hakaret etmeyiz. Ama kimse kusura bakmasın. Şimdi nasıl döndünüz normalleşme diyorsunuz. Çünkü görüyorlar ki onlar vatandaşa zulmettikçe muhalefte yumuşama falan olmaz. Hiç öyle bir şeye niyetimiz yok. Ama normali şudur. Vatandaşın gündemi neyse, benim gündemim o. Benimle kavga etmek istedikleri kadar istesinler. Ben vatandaşın kavgasını vereceğim arkadaşlar.


Haber Merkezi