Baraj İle Aleviler Bölgeden Göçe Zorlanıyor

Aso Press - Malatya'nın Akçadağ ilçesine bağlı Kürecik Beldesi'nde yer alan Dipsiz Çayı'nda DSİ 9. Bölge Müdürlüğü tarafından baraj yapılacak. Yapılacak baraj ile toplam 24,70 hektar alanda ÇED gerekli değildir raporuyla baraj projesi hayata geçirilecek. 

Tarım arazileri, meyve ağaçlarının yanı sıra köy mezarlıkları da su altında bırakılacak. Baraja karşı mücadele eden bölge sakinleri bölgenin korunması ve mücadele etmek amacıyla Uluslararası Kürecik Meclisi (UKM)'ni kurdu. Kuruluşlarının ardından baraj yapımının durdurulması için mücadelelerini yargıya taşıdı. Yargıya taşınan mücadele bilirkişi heyeti tarafından baraj alanında tekrardan keşif yaptı. Keşif çalışmalarının yapıldığı 8 Mart’ta barajın kurulacağı alana 300 metre uzaklıkta protesto eylemi gerçekleştiren yurttaşlar, baraj istemediklerini dile getirdi. Barajın yapılması halinde tarım arazileri, birçok meyve ağacının yanı sıra köy mezarlıklarının da su altında kalacağını söyleyen köylüler tarihte Kürt ve Alevi kimliğinin sahiplenilmesi nedeniyle bölgenin hedefe konulduğunu ve bölgede kalan son alevilerin de göçe zorlandığını iddia etti. Mezopotamya Ajansı'ndan Mahmut Altıntaş'a konuşan köylüler projeden vazgeçilmesi gerektiğini talep etti. 

 
8 Mart’ta UKM tarafından gerçekleştirilen protesto eylemine katılan UKM kurucu üyesi ve yöneticilerinden Hüsniye Kıllı, Akçadağ'da Kürt ve Alevi yerleşim yeri olması ve tarihsel özelliklerinden dolayı hedef alındığını belirtti. Ekolojik talan ve devletin göç ettirme politikalarından kaynaklı Kürecik'te birçok kişinin yurt dışına çıkmak zorunda kaldığını dile getiren Kıllı, "Doğamızın talan edilmemesine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Hukuki olarak da bunun takipçisi olacağız” dedi. 
 
'AMAÇLARI BÖLGEYİ TALAN ETMEK' 
 
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) üyesi ve mahalle sakinlerinden Gökhan İmer, doğa talanına izin vermeyeceklerini ifade ederek, “Hem Akçadağ'ın kimliği hem de tarihsel geçmişinden dolayı sistem bu bölgeyi boşaltmak istiyor. Akçadağ'da kimse kalmadı. Yapılmak istenen baraj ile birlikte doğamız yok olacak. Amaçları su değil, bölgeyi talan etmek. Baraj ile birlikte birçok kum ocağı ve çimento ocağı yapacaklar. Zaten çok az kişi kaldık. Kalanları da baraj yapımı ile birlikte göç etmek zorunda bırakmak istiyorlar. Birçok kutsal yerimiz, mezarlıklarımız var. Eğer baraj yapılırsa hepsi su altında kalacak” diye belirtti. 
 
'BARAJ YAPIMINA İZİN VERMEYECEĞİZ' 
 
Baraj projesi ile birlikte beldenin maden ve taş ocağı sahasına dönüşeceğini belirten İmer, “Eğer burada bir şey yapılacaksa önce buradaki halka danışmaları gerekiyor. Baraj yapımında patlatılacak dinamitler buradaki evlere zarar verecek. Aynı şekilde birçok tarla ve mera alanı da su altında kalacak. Burası şantiye alanına dönecek. İnsanlar bu şantiye ve toz içinde yaşayamaz. Bizi buradan göç ettirmek istiyorlar. Bu baraj iktidarın göç ettirme politikalarından bağımsız değil” şeklinde konuştu. Doğa talanına karşı mücadele edeceklerini kaydeden İmer, “Doğa talanına karşı direnişimizi sürdüreceğiz. Baraj yapılmasına izin vermeyeceğiz. Tüm çevre aktivistleri, demokrat ve Kürt Alevi dostlarına çağrım; Kapaz halkıyla dayanışma içinde olun. Sadece Akçadağ değil, coğrafyamız talan edilmiş durumda. Buna karşı herkesin duyarlı olması gerekiyor. Bu devlet halkın iyiliğini istemiyor” ifadelerini kullandı.