Bir füzyon olarak karmaşık bilinç ve bellek olgularına yeni bakış
Fotoğraf: Ladina Hösli / Zürih Üniversitesi
Asopress - Uluslararası Psikiyatri Araştırmaları Dergisi'nde yayınlanan yeni bir makalede, MX Biotech'ten Dr. Gerard Marx ve Kudüs İbrani Üniversitesi'nden Prof. Chaim Gilon, iki önemli nörobilim teorisinin yenilikçi bir entegrasyonunu sunuyor: Küresel Nöronal Ağ (GNW) hipotezi ve Üçlü Bellek Mekanizması.
"Küresel Nöronal Ağ (GNW) Hipotezi ve Üçlü Bellek Mekanizmasının Bir Füzyonu Olarak 'Bilinç'" başlıklı çalışma, karmaşık bilinç ve bellek olgularına yeni bakış açıları getiriyor.
Araştırma, bilinç çalışmalarında uzun süredir aşılamaz olduğu düşünülen önemli bir zorluğun üstesinden geliyor. Dr. Marx ve Prof. Gilon, bilgisayar tabanlı Bilgi Teorisi'nin nöral hafızayı anlamak için yeterli bir çerçeve sağladığı fikrine karşı çıkarak, hafızanın bilinci şekillendirmede çok önemli bir rol oynadığını öne sürüyor.
Nöral ağ içinde depolanan duygusal içeriğin standart bilgisayar verilerinden farklı olduğunu, nöral hafızanın temelini oluşturduğunu ve bilinçli deneyime derinlik ve önem kattığını iddia ediyorlar.
Araştırmacılar, beynin yaşanmış anıları nasıl yarattığını daha iyi anlamak için Küresel Nöronal Çalışma Alanı (GNW) teorisini Üçlü Bellek Mekanizması ile bütünleştirmeyi öneriyor. Modellerinde, bireysel nöronların karmaşık elektro-kimyasal faaliyetlerinin beynin yapısal birimleri tarafından birleştirildiğini ve duygusal hafıza yoluyla bilinci kolaylaştıran birleşik bir ağ oluşturduğunu öne sürüyorlar.
Çalışmanın kilit bulguları arasında, Küresel Nöronal Çalışma Alanı (GNW) tarafından desteklenen, beynin anatomik bölgeleri boyunca birbirine bağlı bilgi akışını vurgulayan bir "beyin bulutu" kavramı önerisi de yer alıyor.
Nöronların, hücre dışı matris içindeki duygusal durumları kodlamak için eser metal katyonları ve nörotransmitterleri kullandığı nöral hafıza için üçlü bir mekanizma da tanımlanmıştır.
Çalışma ayrıca, karmaşık organizmalarda nöral hafıza ve bilincin gelişiminde bakteriyel kimyasal sinyal süreçlerinin evrimsel öneminin altını çiziyor.
Araştırma, biyokimyasal bir mercekle, yaşamın bellek evrimi yoluyla bilince nasıl geçtiğini aydınlatıyor. Bakteriyel kimyasal iletişimden primat bilincine kadar nöral ağ sinyalizasyonunun ilerlemesini haritalandıran çalışma, hafıza, bilinç ve evrim arasındaki karmaşık etkileşimi keşfetmek için kapsamlı bir çerçeve sunuyor.
Arka plan
"Üçlü hafıza mekanizması üzerine yaptığımız araştırma, nöronların, nöral hücre dışı matrisin, mikro metallerin ve nörotransmitterlerin hafıza oluşumu, depolanması ve geri getirilmesindeki işbirlikçi rollerini inceliyor.
"Matris içinde bağlanan bazı metallerin yapısını değiştirebildiğini ve hafızanın temel birimleri olarak hizmet eden kompleksler oluşturduğunu keşfettik. Bu metal kompleksleri nörotransmitterlerle etkileşime girerek duygusal hafıza birimlerinin oluşmasını sağlıyor. Bu hafıza birimleri toplu olarak beyinde bilgi depolamak için bir çerçeve oluşturur.
" Bu mekanizma, metal seviyelerindeki bozuklukların hafıza işlevlerini potansiyel olarak nasıl etkileyebileceğine ışık tutuyor. Ayrıca, Alzheimer ve otizm gibi rahatsızlıkların vücut tarafından kullanılan metallerin düzensizliği ile bağlantılı olabileceğini düşünüyoruz.
Araştırmacılar, "Bu karmaşık ilişkilerin anlaşılması, hafıza oluşumu ve hafızanın geri kazanılması süreçleri hakkında fikir vererek, kısa süreli hafıza kaybından daha ciddi hafıza bozukluklarına kadar çeşitli durumların anlaşılmasına yardımcı olacaktır" diyor.
Asopress - medicalxpress