ODTÜ’de gazeteci etkinliği ‘isme özel’ yasakladı

Asopress –ODTÜ Medya Topluluğu’nun “8. Medya Günleri” kapsamında 17 Nisan’da düzenleyeceği Gazeteci Hayri Demir’in söyleşisi ODTÜ Rektörlüğü tarafından iptal edildi.

Topluluğun X platformundan yayınladığı çağrıda “Hayri Demir; 8. Medya Günleri'nin ilk günü, 17 Nisan saat 18.00’de ODTÜ MM-25 Amfisi’nde bizlerle olacak” ifadeleri yer almıştı. Rektörlüğün resmi belge sunmadan etkinliği iptal etmesi üzerine öğrenciler duruma tepki göstererek etkinliği bahçede yapmak istedi. İddiaya göre rektörlük bu defada topluluğu kapatmakla tehdit edip etkinliği yasaklandı. Gazeteci Hayri Demir, duruma sosyal medya hesabından tepki göstererek “Bağımsız ve özgür olması gereken üniversiteler, kayyum rektörle yönetilince böyle oluyor. Ey rektörlük, size yasak yakışır; bizeyse yasaklara, tehditlere, engellemelere boyun eğmeden gazetecilik yapmak” dedi.

 

‘HAYRİ DEMİR’İN OTURUMUNU İPTAL EDİN’

Asopress’e açıklama yapan Hayri Demir yaşananları anlattı: Etkinliğe bir gün kalmışken, rektörlük Medya Topluluğu’ndaki öğrencilerle iletişime geçerek, doğrudan “Hayri Demir’in oturumunu iptal edin” diyerek, dün yapılacak olan medya günleri kapsamındaki söyleşiyi fiilen engellemek istedi. Buna karşı öğrenciler oturumun yapılması yönündeki ısrarlarını sürdürünce, etkinlikten birkaç saat önce bu kez topluluğun kapatılacağı ve iki gün sürecek olan 8. Medya Günleri etkinliğinin tamamen yasaklanacağı tehdidi nedeniyle etkinliğe katılamadım. Rektörlük, herhangi bir resmi gerekçe sunmadan tamamen eleştirel gazetecilik yaptığım için bu yönlü keyfi bir karar aldı. Özgür düşüncenin tartışıldığı alanlar olan üniversiteler, aslında son yıllardaki kayyum rektör atamalarıyla tamamen özerk yapılarını da kaybettiler. Dolayısıyla iktidar mekanizmasının küçük bir prototipine dönüşen üniversite de böylesi bir tehditle getirilen fiili yasak aslında üniversite yönetiminin yasakçı zihniyetini de ortaya koyuyor. Daha önce defalarca yapılmış ve onlarca gazetecinin katıldığı bir etkinlikte ilk kez doğrudan bir isme özel olarak getirilen bu yasak, iktidarın gazeteciği yaklaşımın da bir benzeridir.

 

‘BAĞIMSIZ GAZETECİLİĞİN YAPILACAĞI ALANLAR SINIRLANMAKTADIR’

Her alanda basın ve ifade özgürlüğünün iktidar eliyle engellendiğine bizzat yaşayarak tanıklık ettiğine vurgu yapan Demir, “Ancak ilk kez bir üniversite yönetimi tarafından böylesi bir yasak örneği yaşanıyor. 45 dakika sürecek olan ve tamamen gazeteciliğin konuşulacağı bir etkinlik yasaklanması, aslında ifade ve basın özgürlüğü alanındaki gerilemenin geldiği noktayı da göstermesi açısından çarpıcıdır. İktidar kendi çizdiği sınırlarda ve kendi bekası için hayata geçirdiği politikalarla gazeteciliği baskı altına almaya çalışırken, bağımsız ve eleştirel gazeteciliğin yapılacağı alanları da sınırlamaktadır. Ancak buna rağmen gazetecilik yapmaya devam ediyoruz. Tam bu nedenle iktidarın gerçek gazeteciliğe olan tahammülsüzlüğünün bir benzerini de ODTÜ rektörlüğü hayata geçirmektedir. Bu anlamıyla rektörlük de konu basın ve ifade özgürlüğüyse nerede durduğunu bu yasak kararıyla göstermiştir” ifadelerini kullandı.

 

‘EY RERTÖRLÜK SİZE YASAK YAKIŞIR BİZEYSE YASAKLARA BOYUN EĞMEDEN GAZETECİLİK YAPMAK’

ODTÜ’de daha önce bahar şenliklerinin ya da kimi çeşitli etkinliklerin yasaklandığı dönemler olduğunu hatırlatan Demir, doğrudan bir gazetecinin etkinliğinin yasaklandığı bir örnek yaşanmadığını söyledi. İktidarın kendi çıkarlarına uymayan gazeteciliği her alanda “illegalize” ettiğini, buna üniversite yönetimlerinin de benzer uygulamalarla ortak olmaya başladığını vurgulayan Demir “Bu tür engelleme ve baskılar gazeteciliğin tamamen iktidar tekelinde yapılacak bir meslek olarak dönüştürülmeye çabasıdır. Ancak gazetecilik, kendi doğası gereği tehditlerle baskılarla sindirilecek bir meslek değildir. Bu anlamda yaşanan onlarca örnek hafızalarımızda vardır. Her türlü engele ve baskıya rağmen gazetecilikte ısrarın sürdüğü, sürdürüldüğü bir dönemden geçiyoruz. Elbette bu tür engelleme ve baskılara karşı dün de olduğu gibi bugün de gazetecilikte ısrar etmek ve yasaklara karşı dayanışmayı büyütmek gerektiğini düşünüyorum. Mesleki dayanışmanın olduğu yerde ne tür engelleme, yasak ya da baskı hayata geçirilmeye çalışılsa da bunun bir anlamının olmadığını defalarca deneyimleyerek gördük.  Ve son söz olarak da Bağımsız ve özgür olması gereken üniversiteler, kayyum rektörle yönetilince böyle oluyor. Ey rektörlük, size yasak yakışır; bizeyse yasaklara, tehditlere, engellemelere boyun eğmeden gazetecilik yapmak” ifadelerini kullandı.