Erdoğan'ın sözlerine Özel'den yanıt: ‘Normalleşelim, muhalefet etmeyin’ diyorlarsa biz orada yokuz

Fotoğraf: CHP Fotoğraf Servisi Sosyal Medya

Asopress - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bizim siyasette yumuşama, normalleşme çabamız aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır. Sıkılı yumrukları açacak olan muhalefettir, normalleşmesi gereken muhalefettir” sözlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Özel, ittifak ortaklarının gönlünü yapmaya yönelik bir söylem olduğuna dikkat çeken Özel, "Erdoğan'ı anlıyorum" dedi. Özel'in değerlendirmeleri arasında  "Normalleşelim, muhalefet etmeyin, diyorlarsa biz orada yokuz" sözleri dikkat çekti. 

Partisinin Ankara'da bulunan genel merkezinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, "Muhalefeti belli bir şekle sokmak için normalleşme tanımı yapmak olsa olsa ittifak ortağının gönlünü yapmaya yönelik kurulmuş bir cümledir. Bu konuda da Sayın Erdoğan'ı anlıyorum. Bizim üslubumuzda kavga, hakaret, iftira yok ama bizim siyasetimiz en dirençli ve en etkili siyasettir. Bunu görmeye devam edecekler. ‘Normalleşelim, muhalefet etmeyin’ diyorlarsa biz orada yokuz. ‘Yumruğunuzu yeniden sıkacak mısınız’ diyorlarsa biz orada da yokuz. El sıkışmaya, selamlaşmaya, müzakereye de devam mücadeleye de devam. Millet bizden bunu bekliyor” ifadelerini kullandı. 

Özel, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin grup toplantısındaki “Bizim siyasette yumuşama, normalleşme çabamız aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır. Sıkılı yumrukları açacak olan muhalefettir, normalleşmesi gereken muhalefettir” ifadelerine ilişkin şunları söyledi:

“Normal bir açıklama olmamış. Bu açıklamanın da normalleşmeye ihtiyacı var. El sıkışmak için tek el yetmez, iki tane el gerekir. Biliyoruz ki geçmişte yumruklar sıkılıydı. Ve 31 Mart akşamı, milletimiz bize birinci parti olmayı teveccüh ettiğinde, seçimlerden CHP’yi 47 yıl sonra birinci parti olarak çıkardığında ilk açıklamamızda şunu söyledik, ‘Kibre katılmayacağız. Birinci parti olmanın verdiği sorumlulukları yerine getireceğiz.’ Ve ilk bayramda Sayın Erdoğan'ı aradım. O görüşmemizde randevu talep ettim. İlk ziyareti gerçekleştirdim ve yıllar sonra el sıkışma imkanı oldu. Daha önce Anıtkabir'de el sıkışmayan, cenaze törenlerinde ana muhalefet partisi lideriyle selamlaşmayan bir çizgiden bugün geldiğimiz çizgi son derece olumludur. Bu işin bir tarafı ve bir sahibi yoktur. Ne benim ne tek başına Sayın Erdoğan'dır.

“Muhalefet muhalefet olmaktan çıktıktan sonra demokrasi demokrasi olmaktan çıkar”

Muhalefeti belli bir şekle sokmak için normalleşme tanımı yapmak olsa olsa ittifak ortağının gönlünü yapmaya yönelik kurulmuş bir cümledir. Bu konuda da Sayın Erdoğan'ı anlıyorum. Bugün bazı gazetelerde kendisinin bir değerlendirmesini okuduk; ‘Özgür Bey'in kullandığı bir ifade bizi incitti’ gibi. Oradaki o ifadenin kullanılmasına sebep, Sayın Bahçeli'nin bize grup toplantısında normalleşmeden duyduğu rahatsızlık sonucunda, Erdoğan ile ittifakı bozup bizim Erdoğan ile ittifak yapmamızı teklif etmesi üzerine Bahçeli'ye verdiğim bir cevaptı. Ve o günden sonra Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli ile olan ilişkileri onarmak için kullanıyor. Bunu anlayışla karşılıyorum. Ancak bu memleketin normalleşmeden anladığı iktidarıyla, muhalefetiyle, birbiriyle diyalog kurabilen, sorunları konuşabilen, tartışabilen, birbirini ikna etmese de birbirine düşman gözüyle bakmayan ama mücadeleyi de eksik bırakmayan bir anlayışı takdir ediyor millet. Muhalefet muhalefet olmaktan çıktıktan sonra demokrasi demokrasi olmaktan çıkar.

“Her bir lidere, onlara oy veren seçmenlere saygımızdan makamının hak ettiği saygıyı göstermeye devam edeceğiz”

İşte bugün daha asgari ücrete zam yapmayacaklarını açıkladılar. Asgari ücrete zam yapmayacak bir iktidarla artık bu alanda yapılacak bir müzakere kalmadıysa yapılacak iş mücadeledir. 30 Haziran günü Kocaeli'de yapılacak olan büyük emek mitinginde, iktidara bu asgari ücrete zam yapmama noktasındaki tavrının cevabını vermek üzere sokaklarda, meydanlarda olacağız. Biz milletten muhalefet partisi olarak yetki ve sorumluluk aldık. Bizim MHP’den bir farkımız şu: Biz sandıkta muhalefet edeceğiz diye, bu anlayışa karşıyız diye oy toplayıp araya bir daha sandık girmeden 180 derece taraf değiştirecek bir anlayış bizde yok. Bizden bunu bekleyen varsa boşuna beklemesin. Ama biz milletten kavga etmek için, seçilmiş Cumhurbaşkanı'na hakaret etmek için ya da siyasi muhataplarımızla sadece itişip kakışmak için de yetki almadık. Siyasetin gereği olgunluk içinde, nezaket içinde, her bir lidere, bize ne kadar kötü sözler söyleseler de, onlara oy veren seçmenlerine saygımızdan makamının hak ettiği saygıyı göstermeye devam edeceğiz.

“El sıkışmaya, selamlaşmaya, müzakereye de devam mücadeleye de devam”

Ama milletin verdiği muhalefet sorumluluğundan bir adım geri atarsak zaten millet bize hakkını helal etmez. Halkın bizden beklediği onun hakkını savunmaktır. Ben Erdoğan'ın memleketinde unuttuğu çay üreticisinin de Trakya'daki, Adana'daki, Osmaniye'deki, Konya'daki buğday üreticisinin de Ordu'daki fındık üreticisinin de Manisa'daki üzüm üreticisinin de Antalya'daki güney sahillerimizdeki narenciye üreticisinin de sorununu dile getirmek, onun için mücadele etmek, gün geldiğinde önlerine düşmek, meydanlara çıkmak benim görevimdir. Bizim üslubumuzda kavga, hakaret, iftira yok ama bizim siyasetimiz en dirençli ve en etkili siyasettir. Bunu görmeye devam edecekler. ‘Normalleşelim, muhalefet etmeyin’ diyorlarsa biz orada yokuz. ‘Yumruğunuzu yeniden sıkacak mısınız’ diyorlarsa biz orada da yokuz. El sıkışmaya, selamlaşmaya, müzakereye de devam mücadeleye de devam. Millet bizden bunu bekliyor.”


CHP Lideri Özel, “Sinan Ateş Cinayeti davası duruşmasına katılacak mısınız sorusuna” şu yanıtı verdi:

“Tabii, Sinan Ateş davasını takip edeceğiz. Bu konuda birtakım haberler vardı. O haberlerin ne olduğuna bakmaksızın biz orada olacağımızı söylemiştik. Ancak Sayın Bahçeli'nin dün davaya nasıl bir katılım gösterecekleri konusundaki tavrını da Türkiye'nin ihtiyaç duymadığı bir yüksek tansiyonu düşürmüş olması açısından son derece önemli buluyorum. MHP’yi birçok yönden eleştiriyoruz ancak Sayın Bahçeli'nin dünkü açıklamalarında da hiç katılmadığım, çok şiddetli itiraz ettiğim noktalar var. Ancak davayı avukatlarıyla takip edeceklerini ve gerilimi arttırmayacaklarını söylemesini son derece önemli buluyorum. Benim Ayşe Ateş'e ve kızlarına sözüm var. Şartlar ne olursa olsun, bir başka olağanüstü engel çıkmadığı takdirde o gün sabah yanlarında olacağım.”


Haber Merkezi