Burası Ankara Patiliköy: Acı çektirilen köpeklerin hikayesinin mutlu sonla bittiği yer - Berrin Kayhan yazdı

Asopress – Yazı ve Fotoğraflar Berrin Kayhan

Burası hep olsun diye hayal ettiğimiz, istediğimiz yer.

Belediyeye ait değil. Sadece bizim desteklerimizle ayakta duran, 200’ü engelli 1500 civarında köpeğin bakıldığı, her birinin acı hikayesinin burada mutlu sonla bittiği yer Ankara Patiliköy.

Üç yıl önce ilk kez gittiğimde bir anda etrafımı onlarca köpek sarmıştı. İçim titredi korkudan. Köpeklerden korkmam aslında ama evdeki iki kedinin kokusu üzerine sinmiş beni kedi sanmalarından korktum. Hiç bir şey olmadı tabi. Hatta birkaç gelişimden sonra hepsiyle sarmaş dolaş olduk. Benim için “seni değil beni daha çok sevecek” kavgası bile yaptılar. Ve sonunda o kadar çok sevdik ki birbirimizi v e kucağımda bir köpekle döndüm eve.

Patiliköy ’den içeri girdiğinizde etrafınızı saran onca köpek arasında hemen dikkatinizi çeker PAŞA. Görüyor gibi davransa da iki gözü de görmüyor. Ne kadar sessiz durursanız durun, hiç kımıldamayın, o yine de sizi bulur. Gelir size yaslanır. Sizi sevdiğini ve güvendiğini bilirsiniz. Onun da diğerleri gibi çok hüzünlü bir hikayesi var. Madde bağımlısı sahibi tarafından demir sopayla dövülmüş ve öldü sanıp sokağa atılmış. Yaşadığını görenler onu bir kliniğe götürüp tedavi ettirmişler. Beş yıl önce Patiliköy e geldikten sonra iki ameliyat geçirdi ama maalesef gözleri açılmadı. Patiliköy ona ışık oldu.

Bıdık

Fotoğrafta her şey yolunda gibi görünüyor ama arka bacağı yok. Altı aylıkken bir araba çarpmış ve onu orada öylece bırakıp gitmiş. Maalesef arka bacağı kurtarılamadı. Bıdık sekiz yıldır Patiliköy de. Artık Üç bacağı ile nasıl koşup kavgalara karıştığını görseniz çok sevinirsiniz.

AŞİL

Zincire vurulmuş, aç susuz bırakılmış, dövülmüş. Çevredekilerin ihbarıyla Aşil zorla sahibinin elinden alındı. Ani her hareket onu korkutuyor. Patiliköy ün kurucuları ve görevlileri dışında kimseye yaklaşmıyor ve güvenmiyor. Âmâ bir kez benim yanağımı yalamıştı. Elimdeki pastayı almak içinde olabilir tabi ama ben beni sevdiğini ve güvendiğini düşünüyorum.

SARIKIZ

Sahibi üç yıl baktıktan sonra artık bakamıyorum almazsanız sokağa atacağım diye getirip bırakmış Sarıkızı. Aradan altı yıl geçti. Üç yıl bir canla beraber yaşadıktan sonra insan onu nasıl böyle terk edebilir ve özlemez, anlamıyorum.

TOMBİK

Arka iki bacağı felçli. Yine çarpıp kaçan bir arabanın kurbanı. Aylarca klinikte kaldı. Bu olayın üzerinden dört yıl geçti. Arka bacaklarını sürüse de o da arkadaşlarıyla beraber koşturuyor. Birgün giderseniz sizi karşılayan ekipte onu da görebilirsiniz.

Ve YAĞMUR...

En sevdiğim…Sessiz. İki ayağı üzerinde kalkıp patilerini omzuma koyduğunda korkudan ölüyorum sandım. Burun buruna gelmiştik. Yüz ifadesi öylesine farklıydı ki, diğerlerine hiç benzemiyordu. Yağmurlu, fırtınalı bir günde vücudundaki tüm tüyler dökülmüş, bir deri bir kemik halde bulunur Yağmur.4 yıldır burada. Artık hem tüyleri var hem de kilosu var

Paşa, Sarıkız, Yağmur…Daha pek çok köpek ve pek çok hüzünlü hikâye var. Âmâ dinlerken insanı teselli eden mutlu sonlarını biliyor olmak. Hayatlarını sahipsiz, kimsesiz köpeklere adayan Ankara Patiliköy ün kurucuları Canan ve Volkan sayesinde buradalar ve mutlular. Âmâ bu o kadar da kolay olmuyor.1500 köpeğin doyurulması, bakılması, aşıları, hastalıkları…Bunlarla baş etmek çoz zor. Kliniklere olan binlerce borçlarına rağmen tüm Ankara Patiliköy ekibi canla başla çalışmaya devam ediyor.

Bugün sokaklarda meydana gelen her üzücü olayda insanların aklına ilk gelen köpeklerin toplanıp yok edilmesi oluyor. Sokaklarda böylesine kontrolsüz olmalarının sorumlusu onlar mı? Çözüm olarak topladıkları köpekleri başka belediye sınırları içerisine atan belediyelerin Patiliköy gibi düzgün barınaklar kurması, köpeklerin kontrol altında tutulması bu kadar mı imkânsız. Yeni bir olay olana kadar herkes bunları unutacak. Sanırım hepimizin asıl sorunu bu. Olanları hemen unutmak.